Yeni Nesil UX/UI Tasarımının Ortak Geleceği: Apple Liquid Glass ve OpenAI IO
Tasarım dünyasında sessiz ama etkili bir devrim yaşanıyor. Apple’ın yeni Liquid Glass arayüz dili ve OpenAI’nin Jony Ive liderliğinde başlattığı io donanım inisiyatifi, kullanıcı deneyimi (UX) ve kullanıcı arayüzü (UI) anlayışımızı kökten değiştirme potansiyeline sahip. Bu iki farklı yaklaşım, ekran ötesi bir dünyaya doğru evrilen dijital deneyimlerin ortak geleceğine işaret ediyor.
TING olarak bu iki büyük gelişmeyi yakından analiz ettik ve UX/UI dünyası üzerindeki ortak etkilerini değerlendirdik.
Apple Liquid Glass Nedir?
Apple’ın WWDC 2025’te tanıttığı Liquid Glass, iOS 26, iPadOS 26, macOS Tahoe gibi tüm platformlarda yer alan yeni bir görsel tasarım dili. Bu tasarım anlayışı, camın ışığı kıran ve yansıtan estetik özelliklerini dijital dünyaya taşıyor:
- Dinamik saydamlık ve katmanlı yapı
- Ortama göre adapte olan ışık ve gölge geçişleri
- Hareketli ve derinlik hissi veren geçişler
- Kullanıcının dikkatini yönlendiren mikro animasyonlar
Amaç: Görsel olarak zengin ama aynı zamanda sade ve yönlendirici bir kullanıcı arayüzü yaratmak.
OpenAI io İnisiyatifi Nedir?
OpenAI’nin 2025’te Jony Ive’ın tasarım stüdyosu LoveFrom ile hayata geçirdiği io girişimi, tamamen yeni bir donanım kategorisi yaratmayı hedefliyor. Bu cihazlar:
- Ekransız, sürekli açık, yapay zekâ destekli “asistanlar”
- Masa üstünde duran veya cepte taşınan, sesli ve çevresel etkileşimli
- Kullanıcının bulunduğu ortama, zamana, ruh haline göre adapte olabilen “ambient AI” sistemler
OpenAI’nin amacı, AI teknolojisini sadece yazılımda değil, fiziksel dünyada da görünmez ama etkili bir deneyime dönüştürmek.
Ortak UX/UI Etkileri: İki Dev Yaklaşımın Kesişim Noktaları
1. Duyusal ve Katmanlı Deneyim
- Apple, görsel derinlik, ışık oyunları ve şeffaflık ile kullanıcı dikkatini yönlendiriyor.
- OpenAI, ekran yerine ses, ışık ve dokunsal sinyallerle kullanıcıya geri bildirim veriyor.
Sonuç: UX artık sadece ekran tasarımı değil; ses, hareket, ışık, titreşim gibi çoklu duyusal unsurların orkestrasyonuna dönüşüyor.
2. Bağlam Farkındalığı (Context-Aware UX)
- Liquid Glass, ortam ışığına ve cihaz hareketine göre arayüzü adapte ediyor.
- io cihazları, kullanıcının zamanı, konuşma tonu ve konumuna göre davranış sergiliyor.
Sonuç: UX artık sadece “arayüz” değil, kullanıcının içinde bulunduğu duruma göre değişen bir davranışsal sistem haline geliyor.
3. Ekran Dışı Etkileşim
- Apple hâlâ ekran merkezli çalışsa da saydamlık ve katmanlarla yeni bir görsel deneyim sunuyor.
- OpenAI’nin yaklaşımı ise tamamen ekran dışı: sesli komutlar, haptik geri bildirimler ve ortam sesi ile etkileşim.
Sonuç: Tasarımcılar artık “ekranda ne var?” sorusundan “sistem ne biliyor ve nasıl yardımcı oluyor?” sorusuna geçmeli.
4. Duygusal ve Estetik Deneyim
- Jony Ive’ın Apple’daki geçmişi ve io’daki vizyonu, tasarımın sadece işlev değil aynı zamanda hissiyat olduğunu vurguluyor.
- Apple da Liquid Glass ile etkileşimi daha “canlı” ve “organik” hâle getirme peşinde.
Sonuç: UX tasarımı sadece kullanılabilirlik değil, duygusal bağ kurma, güven verme, estetik deneyim yaratma gibi faktörleri içermeli.
5. Görünmez Karmaşıklık, Görünür Kontrol
Her iki sistem de karmaşık teknolojileri kullanıcıya görünmeden sunmak istiyor. Ancak kullanıcı ne zaman dinleniyor, verisi nasıl işleniyor gibi konularda şeffaf olmak zorundalar.
Sonuç: Yeni nesil UX, gizlilik, kontrol, şeffaflık gibi kavramlarla iç içe olmak zorunda. Arayüzde bu durum açıkça iletilmeli.
Özetle: Yeni Nesil UX/UI Tasarımının Ortak Kodları
Tema | Etki |
Duyusal Katmanlar | Görsel, işitsel, dokunsal unsurlar birlikte kullanılmalı. |
Bağlamsal Zekâ | Sistemler kullanıcının ruh hali, çevresi ve zamanına göre adapte olmalı. |
Ekran Ötesi UX | Sesli komut, jest, ortam farkındalığı yeni tasarım alanları olacak. |
Duygusal Deneyim | Sistemler sadece mantıklı değil, empatik ve sezgisel de olmalı. |
Gizlilik ve Şeffaflık | Kullanıcıya kontrol hissi veren tasarımlar ön planda olacak. |
Geleceğe Hazırlanmak
Liquid Glass ve io’nun temsil ettiği bu yeni UX/UI vizyonu, hem donanım hem yazılım ekiplerinin iş birliğiyle geliştirilen çok katmanlı, çok duyusal, kullanıcıya entegre deneyimler yaratılmasını gerektiriyor.