2022 TRENDLER VE ÖNGÖRÜLER

Kullanıcı Deneyimi ve Arayüz Tasarımının Yeni Yılı

 

 

2022 yılına girerken, artık hepimiz farkındayız ki herhangi bir şirketin/markanın görsel bileşeni en az içeriği kadar önemli. Çağa ayak uydurmak için deneyim ve arayüz tasarımı artık vazgeçilmez oldu. 2022 yılında bu alanlarda nelerin trend olacağına bakalım!  

  • 3D dünyasına hızlı bir adaptasyon 
  • Açılış sayfalarında animasyonlar  
  • Dinamik yazılar 
  • Tıklamaların azalması, kaydırmaların artması 
  • Karanlık mod 
  • Yeni açılan pencerelerin ortadan kalkmaya başlaması 
  • Mikro-etkileşimler 
  • Kişiselleştirilmiş arayüzler 

Dijital markalardan bazıları şimdiden bu trendlere adapte olmaya başladı bile. Hepimizin bir animasyon izler gibi ekrandaki deneyimlerin bir katılımcısı gibi hissetmesini sağlayan dünyaca ünlü moda evi Balenciaga, The Simpsons’un yaratıcılarıyla kolektif çalışma başlatarak 2022 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunu göstermek için Paris Moda Haftasında bir animasyon serisinin yeni bölümünü sundu ve 2022’de hız kazanacak 3D adaptasyonunun ilk örneklerinden birine imza atmış oldu. 

https://hypebae.com/2021/10/balenciaga-spring-summer-2022-the-simpsons-red-carpet-runway-collection-demna-gvasalia-paris-fashion-week 

Bir markanın deneyimini sunarken kullanıcıyla etkileşime geçerek ona sunduğu kısa anlar olan mikro-etkileşimler için hepimizin de içinde bulunduğu dünya devi bir sosyalleşme ağı olan Facebook’un yaptığı bir örnek: Görüntüleri ‘beğenme’ düğmesine bastığınızda sesli ve hareketli bir efektin oluşması. 

Arayüz tasarımında çok yaygın olacak karanlık-mod Google, Facebook, Apple ve Youtube gibi bir sürü şirketin uygulamaya geçirdiği bu koyu mod/tema özelliği daha çok günün geç saatlerinde kullanılan uygulamalar için verimli. Bu özelliği uygulamaya geçirirken önce ürününüzün içeriğinin hangi saatlerde daha çok kullanıldığını analiz ederek başlayabilirsiniz. 

Accenture’a göre kişiselleştirmenin eksikliği sebebiyle müşterilerin %33’ü iş ilişkilerini kesiyor. Kişiselleştirilmiş arayüzlere hepimizin deneyimlediği bir örnek vermek gerekirse Netflix’i inceleyebiliriz. Netflix geçmişte izlediğimiz film/dizileri baz alarak bir veri tabanı oluşturuyor ve her birimize ayrı bir yeni dizi veya film keşfetme alanı sunuyor. Peki ne seviye bir kişiselleştirmeden bahsediyoruz? Daha önce izlediğiniz filmlere göre, izlemediğiniz filmlere beğenme ihtimali atfeden ve bu filmleri önünüze çıkaran Netflix? Haklısınız ama konu bununla sınırlı değil. Aynı algoritma çok daha derin bir kişiselleştirme ile çalışıyor.  Aynı filmin farklı insanlara gösterilen afişleri de kişinin zevklerine göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, partnerinizle birlikte Focus filmini izlemeyi düşünüyorsanız, birinizin hesabındaki afişte Will Smith, diğer hesapta ise Margot Robbie görebilirsiniz. Bunu kişisel algılamayın… kişiselleştirilmiş algılayın.