Çalışanların yeni beceriler geliştirmesinin arkasındaki güç: iyi olma hali

Pandemi şartları insanları fiziksel, mental ve sosyal olarak oldukça etkiledi. Evden çalışmak her ne kadar rahatlık sağlasa da, yarattığı hareketsizliğin çalışanlarda başka olumsuz yansımaları ortaya çıktı. Kısıtlamaların yarattığı mental yorgunluk ve sosyalleşme ihtiyacı çalışanların iyimserliklerinin de düşmesine neden oldu.

Yapılan araştırmalar, geleceğe yönelik iyimser bakış açısı ile çalışma şartlarının arasında bir korelasyon olduğunu ortaya koyuyor. İşyerindeki kültür, sosyalleşmeye imkan tanıyan çalışma ortamı, iyi olma halini destekleyici uygulamalar çoğaldıkça çalışanların geleceğe dair iyimser bakışları da artıyor.

Çalışanların kendilerini dayanıklı, iyi ve esenlikte hissetmeleri, yeni beceriler kazanmalarının da yolunu açıyor. Bu nedenle, şirketlerin dayanıklılık, iyilik ve esenlik gibi konularda çalışanları desteklemesi gittikçe daha fazla önem kazanıyor. Özellikle günümüzde iş hayatında sayıları gittikçe artan Z kuşağı çalışanlar, ‘iyi olma’ haline diğer kuşaklardan çok daha fazla önem veriyor ve yapılan araştırmalar, en çok Z kuşağının pandemi döneminde bu açıdan olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor. Tüm bunlar çalışanlarının iyiliğine, esenliğine yatırım yapmanın şirketler açısından önemini gözler önüne seriyor. Bu noktada dikkat edilmesiı gereken en önemli konulardan biri şirketlerin aynı zamanda çalışanlarının yeni beceri setleri geliştirmesine de yatırım yapması gerektiği. İyi olma halini destekleyen meditasyon, yoga, mindfulness gibi aktivitelerin öneminin yanı sıra önceliğin çalışanların kendi becerilerine olan güvenlerini güçlendirmelerini sağlamak olduğunu unutulmamalı.

Harvard Business School Online’a göre, 2021’de öne çıkan beceriler veri okur-yazarlığı, özellikle kriz dönemlerinde liderlik yetkinlikleri, global ekonomiyi anlamak. TING olarak iki yıldır yayınladığımız Dijital Düşünme Raporu’nda verinin önemini ortaya koymuştuk. Dijitalleşmeye yönelik yapısal yetkinlikler arasında yer alan, ‘karar mekanizmalarında veri odaklı yaklaşımlar izlemek’ 2020 araştırma sonuçlarına göre ilk, 2021 sonuçlarına göre ikinci sırada yer alıyordu. Dijital dönüşüm beklentilerinde de veri odaklı olmak her iki yılın araştırma sonuçlarında da ikinci sıradaki yerini korudu.

Kriz dönemlerinde liderlik, özellikle pandemi ile birlikte önem kazanan ve gerçekten ihtiyaç duyulan bir yetkinlik olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi koşulları, kısıtlamalar, çalışanların iyimserliklerini kaybetmesine, geleceğe olan güvenlerini yitirmelerine neden oldu. Bu noktada ekiplerine ‘liderlik’ yapabilen yöneticilerin bu becerisi çalışanların verimliliklerinin düşmesinin önündeki en güçlü engel oldu. Bu sayede, iyimserliklerini kaybetmeyen, geleceğe güvenen, iyi ve esenlikteki çalışanların yeni beceriler geliştirmesinin önü de açılmış oldu. ‘Esneklikte dijitalleşme etkisi’ başlıklı blogumuzda da değerlendirdiğimiz, Dünya Ekonomik Forumu’nun The Future of Jobs Report 2020 araştırmasına göre 2025’e kadar eleştirel düşünme, analiz, sorun çözme, aktif öğrenme, dayanıklılık, stres toleransı ve esneklik becerileri yeni ortaya çıkan beceriler arasında yer alıyor.

Çalışanlarının yeni beceriler kazanmasını sağlayan, kendilerini iyi hissederek verimliliklerinin olumsuz etkilenmesinin önüne geçebilen, gelecekten umutlarını kesmeden iyimserliklerini korumalarını sağlayan şirketleri pandemi sonrası dönemde iyi günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Bu beklentimizin sonuçlarını Dijital Düşünme Raporu 2022’de görmeyi heyecanla bekliyoruz.